top of page

İTÜ Vakfı: Üniversite Öncülüğünde İTÜ Ailesini Tümüyle Kucaklamak


Soldan sağa: Y. Müh. Tuğrul Erkin, Prof. Dr. Güngör Evren (etkinliğin açılış konuşmasını yapıyor), Prof. Dr. Esin İnan, Prof. Dr. Erdal İnönü, Prof. Dr. Nejat Veziroğlu ve Dr. Y. Müh. Orhan Yavuz, 'Maçka Toplantıları' kapsamında E. İnönü’nün konuşmacı olarak davet edildiği etkinlikte.
Soldan sağa: Y. Müh. Tuğrul Erkin, Prof. Dr. Güngör Evren (etkinliğin açılış konuşmasını yapıyor), Prof. Dr. Esin İnan, Prof. Dr. Erdal İnönü, Prof. Dr. Nejat Veziroğlu ve Dr. Y. Müh. Orhan Yavuz, 'Maçka Toplantıları' kapsamında E. İnönü’nün konuşmacı olarak davet edildiği etkinlikte.

Arkadaşları ve üniversiteleri ile yakınlaşma özlemi duyan İTÜ mezunlarının bir araya gelerek kaynaşacakları sosyal ve kültürel olanakların oluşturulması İTÜ Vakfı’nın kuruluşunda ana amaçlardan biriydi. Bu nedenle gerekli tesislerin oluşturulması gerekiyordu. Bu girişime koşut olarak, maddi sıkıntı içinde olan İTÜ öğrencilerini desteklemek, ertelenemez bir gereklilikti. Hemen burs verilmeye başlandı.

 

Üniversiteler; akademisyenleri, öğrencileri ve çalışanları ile bir bütündür. Bu bütünleşmeyi ete kemiğe büründüren, ilgili dernek, vakıf ve benzeri kuruluşlardır. Üniversitenin bu kuruluşlarla uyumu, hem üniversiteyi hem de ilgili kurumları güçlendirir.

 

Üniversitenin bu kuruluşlar aracılığıyla olabildiğince çok sayıda mezunla ilişki kurabilmesi üniversite-mezun dayanışmasını canlı tutar. Bu durumda, mezunların çoğunluğuna erişerek, küçük miktarlarda katkılar ile bile anlamlı ve sürdürülebilir güçlü bir destek sağlanabilir. Dünyada bu anlamda çok güzel örnekler bulunmaktadır.

Üniversitemizin uzun ve köklü geçmişine bakıldığında, bu konuda geç kalmış olduğu düşünülebilir. Rektör Prof. Dr. Kemal Kafalı, öncülüğünde, bu eksikliği gideren ilk adım atılarak İTÜ Vakfı kurulmuştur. Bu kuruluş öncesinde Sayın Kafalı’nın, mezunlarımızdan bu konuda istekler geldiğini ifade ederek vakıf kurma ihtiyacını sık sık gündeme getirdiğini anımsıyorum. İnşaat Fakültesi Dekanı olduğum dönemde, 1982 yılı başında vakıf kurma girişimini başlatmıştı. Vakıf kuruluşuna katılım çağrısına gelen yanıtlara göre kurucu üyeler belirlendi. Vakıf senedi hazırlandı. 4 Nisan 1984 tarihinde yasal işlemler tamamlanarak İTÜ Vakfı resmen kurulmuş oldu. Vergi muafiyeti kazanması 19 Kasım 1986’da gerçekleşti.

Artık hızlı şekilde amaçlar doğrultusunda hizmetler sunmak zamanıydı.

 

Bunun için, ihtiyaçlar ve olanaklar göz önüne alınarak plan ve projeler üretmeye yönelik yoğun çalışmalar başlatıldı. Çalışmaların mezunlarımızın yaygın şekilde katılımını sağlayacak bir örgütlenme modeli ile yürütülmesi öngörüldü. Bu yaklaşım doğrultusunda, mezunlarımızın proje önerileri üreterek vakfa iletmeleri için geliştirme komiteleri oluşturuldu. İstanbul, Kocaeli, İzmir ve Adana geliştirme komiteleri ilk kurulanlardandır. Mezunların ve eşlerinin oluşturduğu kadınlar komitesi Sosyal ve Kültürel Faaliyetler Komitesi adıyla göreve başladı. Komiteler arasında eşgüdümün sağlanması ve çalışmaların planlanması için de Planlama ve Koordinasyon Komitesi görevlendirildi. 02 Nisan günü sonsuzluğa uğurladığımız Prof. Dr. Güven Önal’ın genel sekreter olması ve coşkulu çabalarıyla vakıf, çok etkin ve verimli bir çalışma dönemine girmiş oldu.

 

2001 yılında Vakfın düzenlediği 'Maçka Toplantıları'nda Prof. Dr. Güngör Evren (solda), Fon Bankaları Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Altınok (ortada) ve R. Fatih Saraçoğlu.
2001 yılında Vakfın düzenlediği 'Maçka Toplantıları'nda Prof. Dr. Güngör Evren (solda), Fon Bankaları Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Altınok (ortada) ve R. Fatih Saraçoğlu.

“İhtiyaçlar ve olanaklar göz önüne alınarak plan ve projeler üretmeye yönelik yoğun çalışmalar başlatıldı. Çalışmaların mezunlarımızın yaygın şekilde katılımını sağlayacak bir örgütlenme modeli ile yürütülmesi öngörüldü. Bu yaklaşım doğrultusunda, mezunlarımızın proje önerileri üreterek vakfa iletmeleri için geliştirme komiteleri oluşturuldu. ”

 

 Arkadaşları ve üniversiteleri ile yakınlaşma özlemi duyan İTÜ mezunlarının bir araya gelerek kaynaşacakları sosyal ve kültürel olanakların oluşturulması vakfın kuruluşunda ana amaçlardan biriydi. Bu nedenle gerekli tesislerin oluşturulması gerekiyordu.

 

Bu girişime koşut olarak, maddi sıkıntı içinde olan İTÜ öğrencilerini desteklemek, ertelenemez bir gereklilikti. Hemen burs verilmeye başlandı.

 

Üniversitenin eğitim ve araştırma için gereksinim duyduğu fakat bütçeden karşılayamadığı donanım ve malzeme ihtiyacının karşılanması da öncelik taşıyordu.

 

Bu düşünceler doğrultusunda, üniversite yönetiminin olumlu ve yapıcı yaklaşımıyla hızla sonuçlandırılabilecek yatırım girişimlerinde bulunulmuştur. Üniversitenin yeni yerleşim düzeni bağlamında boşaltılmış harabe durumundaki binalarını çürümekten kurtarmak, o halleriyle oluşan koşullarda çevreden kötü amaçlarla kullanımlarını önlemek üzere değerlendirilmelerinin yararlılığı ve uygunluğu konusunda görüş birliğine varılmıştır. Bu görüş doğrultusunda, Maçka’daki boş ve harabe durumundaki Kimya Laboratuvarı binasının; mezunların bir araya gelebilmeleri, toplantılar düzenleyebilmeleri, İstanbul dışındaki mezunların ve ayrıca üniversitenin bilimsel etkinliklerine katılacak konukların yeme-içme- barınma gereksinimlerinin karşılanması için sosyal tesise dönüştürülmesi hızla gerçekleştirilmiştir. Sonradan eklenen bir yapı ile bu tesisin kapasitesi arttırılmıştır. Sosyal Tesis yanındaki alanda, çevresinde sosyal amaçlarla kullanılabilecek alanları bulunan, yarı olimpik bir havuz oluşturulması düşünülmüş ve havuzun özel gerekleri göz önüne alınarak, dikkatli bir çalışma ile ‘Havuz Başı’ tesisi gerçekleştirilmiştir.


Öğrencilere burs verilmesi ve öğrenci yurtları yapımı öncelikle gerçekleştirilen işler arasındaydı. Kuruluşla birlikte 1984-85 öğretim döneminde burs verilmeye başlanmıştır. İlk iki yılda bağışlarla sağlanan burslar, sonra sosyal tesislerin ve spor tesislerinin gelirleri ile sürdürülmüştür. Öte yandan, Sosyal ve Kültürel Hizmetler Komitesi konser, konferans, gezi, defile ve tiyatro gibi büyük ilgi gören etkinlikler düzenlerken, bu etkinliklerden elde edilen gelirlerle giderek artan sayıda öğrencilere burs vermekte, ayrıca barınma başta olmak üzere öğrencilerin yaşamakta oldukları sorunların çözümüne yardımcı olmakta, maddi destekler dışında onlarla yakından ilgilenmektedir. Ders kitapları, bilimsel kaynak kitapların basılması, öğrenci kulüplerinin desteklenmesi, dil öğretimi ve diğer eğitim çalışmaları unutulmaması gereken etkinliklerdir. İTÜ Vakfı Dergisi ise ciddi bir ihtiyacı karşılamak üzere İTÜ haberlerini mezunlara ulaştıran, ülkenin sorunlarını bilimsel olarak değerlendirip çözümler öneren bir kaynak niteliğini kazanmış bir yayındır. Üniversitemize yakışır bilimsel ve teknolojik çalışmalar yapan vakıf şirketleri aracılığıyla gelir sağlanması da önemsenmesi gereken bir durumdur. Bilimsel çalışmalarla ilgili yarışma etkinlikleri düzenlenerek, üstün nitelikli çalışmalara ‘Bilim Ödülü’ verilmesi dikkat çeken anlamlı bir etkinlik olmuştur. İTÜ Vakfı’nın 40 yıllık çalışmalarını başlıklarla da olsa sıralamak bu yazının kapsamı dışındadır.

 

Bu anlatım, genel görünümü ortaya koymaya yönelik ana çizgileri belirlemektedir. Buna göre bazı saptamalar yapabiliriz.

 

Etkinliklerin değişik alanlarda çeşitlendiği görülmektedir. Bunun nedeni üniversitenin, öğrencilerin ve mezunların farklı çok sayıda ihtiyacına bir an önce karşılık vermek isteğidir.

 

Harabe durumunda ve çevreden kötü amaçlarla kullanılabilecek bir ortam oluşturan yapılar, üniversiteden hiçbir destek alınmadan ihya edilmiştir. Atıl arazilerin de ihtiyaçlara karşılık olmak üzere yararlı tesislere dönüştürülmeleri sağlanmıştır.


Kurucu üye ve geçici yönetim kurulu üyesi olarak, ardından uzun süre yönetim kurulu üyeliğim sürecinde tanığı olduğum ve yukarıda bazılarına yer verilen çalışmaların başta, anısı önünde saygı ile eğildiğim Prof. Dr. Kemal Kafalı olmak üzere, birçoğu artık aramızda bulunmayan değerli İTÜ’lülerin coşkulu, yoğun ve özverili çabalarını şükran ve minnet duygularıyla anmak istiyorum.

 

Önyargılı Değerlendirmelerden Kaynaklanan Haksız Yargılar

"İTÜ Vakfı; üniversitemizin öncülüğünde, öğretim üyesi, öğrencileri ve çalışanları ile üniversitenin ve mezunlarının kaynaşarak dayanışmasını önceleyen ilk kurumsal yapıdır. Bu anlayış doğrultusunda İTÜ Vakfı; 40 yıllık tarihinde üniversitemizin, öğrencileri ve mensupları ile mezunlarının yaşamlarına değişik şekillerde dokunmuş, ilişkilerde yeni bir dönemi başlatmıştır.”

 

‘İTÜ Vakfı: Üniversite Öncülüğünde İTÜ Ailesini Tümüyle Kucaklamak’ başlıklı yazımda, özetle İTÜ +Vakfı’nın; kuruluşunu, amaçlarını ve bu doğrultuda gerçekleştirdiği yatırım ve etkinlikleri bağlamında İTÜ Vakfı’nın anlam ve önemini ortaya koymaya çalıştım.


İTÜ Vakfı; üniversitemizin öncülüğünde, öğretim üyesi, öğrencileri ve çalışanları ile üniversitenin ve mezunlarının kaynaşarak dayanışmasını önceleyen ilk kurumsal yapıdır. Bu anlayış doğrultusunda İTÜ Vakfı; 40 yıllık tarihinde üniversitemizin, öğrencileri ve mensupları ile mezunlarının yaşamlarına değişik şekillerde dokunmuş, ilişkilerde yeni bir dönemi başlatmıştır.

 

İTÜ Vakfı Dergisi’nin ‘İTÜ’nün Hizmetinde 38 Yıl’ dosyasında vakfın tanıtımı bağlamında 40 yıldır verilmiş olan hizmetler ve İTÜ’ye sağlanan maddi destekler açıklanmıştır.

 

Vakıf yatırımlarını gerçekleştirirken, hiçbir zaman kendisine ait malvarlığını arttırmak kaygısını öne çıkarmadan, doğrudan ivedi sorunların hızlı şekilde çözülmesi amacına yönelik etkinliklere odaklanmıştır. Bu çalışmalarda belirleyici bir ilke olmuştur.

 

Bu gerçeklere karşın son genel kurulda üniversitemizin rektörü ve diğer yöneticileri tarafından yapılan önyargılı, haksız değerlendirmelere hayret etmemek ve üzülmemek elde değil.

 

Vakıf hakkında yeterli bilgi sahibi olmayanların yanlış değerlendirmeleri anlayışla karşılanabilir ancak kuruluş senedine göre başkan olarak vakfın yönetiminde, etkin hizmet sunmasında birinci dereceden sorumluluğu bulunan rektörün vakfın geçmiş bütün çabalarını görmezden gelerek acımasız eleştirilerini anlamak mümkün değildir. Vakfın, üniversitenin zaten var olan olanaklarını kullanarak gelir sağladığını ileri sürmek ise haksız bir önyargının açığa vurulmasıdır. Üstelik, kullanılmayan harabe durumundaki yapıları vakfın büyük paralar harcayarak ve yoğun emeklerle gerçekleştirdikleri yatırımlara hukuk dışı yollarla el koyduktan sonra ağır eleştiriler tutarlılık ve insafla bağdaşmamaktadır. Son dönem bilançolarının yetersiz bulunması da bir akıl tutulmasıdır.

 

İTÜ yöneticilerinin eleştirilerinin, daha iyi hizmet sunulması için görüşler ve önerilerden çok, acımasızca kötülemek şeklinde olması, İTÜ gelenekleri ve geçmişi ile çelişen üzüntü verici bir yaklaşımdır.


Bir de Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı olmasına karşın Rektör, vakıf yönetimlerinde gereğince etkili olmadığı, hatta kendi ifadesiyle ‘yönetimde hâkim konumda olmadığı’ndan yakınabilmektedir. Bu düşünceyi, demokratik anlayışla İTÜ gelenekleri ve İTÜ’lülere güven duygusuyla bağdaştırma olanağı yoktur. Aslında üniversitenin ilgili dernek ve vakıflarla ilişkilerini yönetmek rektöre düşen bir görevdir. Bu, üniversitemize güçlü aidiyet duygusuna, karşılıklı sevgi, saygı ve güvene dayalı dayanışma anlayışıyla başarılabilecek bir yetki ve sorumluluktur. 

 

İTÜ ailesine yakışmayan olumsuz gelişmeler, İTÜ Vakfı’na büyük maddi destek ve emeklerinin yakın tanığı olduğum, çoğu artık aramızda bulunmayan değerli mezunlarımızın anılarına saygı anlayışı açısından da üzüntü vericidir.

 

İTÜ ailesinin ortak dileği, bu istenmeyen gelişmelerin sona ermesi ve alıştığımız huzurlu, başarılı aydınlık günlerimize kavuşmamızdır. 

 

İletişim

Gayrettepe Başak Sokak No:2 D:1 Beşiktaş / İstanbul

+90 212 285 69 15

ituvakif@ituvakif.org.tr                 KVKK

  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

Haber ve Duyuruları Almak İçin Abone Olun

Teşekkür Ederiz

© 2022 Tüm Hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. | İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı resmi web sitesidir. 

bottom of page