“251 yıllık köklü geçmişiyle ülkemizin bilim ve teknoloji alanlarındaki ilerlemesine önemli katkılarda bulunmuş öncü bir kurum olan üniversitemizde; birlikte öğrenmek, birlikte geliştirmek ve birlikte başarmak anlayışıyla; bilgide, inovasyonda ve topluma hizmette sürdürülebilir bir geleceğe doğru yeni adımlar atacağımıza inanıyorum…”
İstanbul Teknik Üniversitesi olarak eğitim anlayışımızda önemli bir dönüşüm sürecini başlatmanın ve geleceğe yönelik güçlü bir vizyon oluşturmanın gayreti içerisindeyiz. Toplumla daha dinamik ve güçlü bir etkileşim kurmayı amaçlayan çalışmalarımız, yalnızca akademik camiaya değil, tüm topluma katkı sunmayı hedefleyen bir misyona dayanıyor. Küresel ölçekteki ekonomik, jeopolitik, çevresel, sosyal ve teknolojik değişimler karşısında karmaşıklaşan sorunlara yönelik çözümler üretmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu nedenle araştırma ve projelerimizi yalnızca teorik veya akademik değil, toplumun ihtiyaçları doğrultusunda şekillendiriyoruz.
Toplumla birlikte bilimin yeni yollarını keşfetmek ve sürdürülebilir sistemleri hayata geçirebilmek için ileri girişimleri ve toplumu araştırma süreçlerimize dahil ederek önemli adımlar atıyoruz. Bilimin açık, kapsayıcı ve gerçek hayatın ihtiyaçlarıyla doğrudan bağlantılı şekillenmesi, vizyonumuzun merkezinde yer alıyor. Sanayi, kamu kurumları ve diğer paydaşlarla iş birlikleri kurarak, araştırmalarımızın küresel zorluklara çözüm üretme amacına hizmet etmesini ve insanlık için sürdürülebilir bir gelecek tasarlamasına katkı sağlamayı hedefliyoruz.
Birlikte öğrenmek, birlikte geliştirmek ve birlikte başarmak anlayışıyla çıktığımız bu yolda; öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz, mezunlarımız ve paydaşlarımız arasında birlikte çalışmayı teşvik ederek, fikirlerin ve yeniliklerin paylaşıldığı dinamik ve verimli bir ortam oluşturuyoruz. Bu birlikte çalışma ortamının, gelecekte karşılaşacağımız küresel güçlüklere yenilikçi çözümler üretmemizi sağlayacağına inancımız tam.
Yapay Zekânın Etkisiyle Yeniden Düşünmek
Teknolojinin sınırları hızla genişliyor; yapay zekâ ve dijital dönüşüm, dünya genelinde ekonomik yapıları, sosyal sistemleri ve gelecek tahayyüllerini bambaşka bir düzleme taşıyor. Türkiye’nin bu dönüşümden elde edilebilecek tüm fırsatlardan faydalanabilmesi için yapay zekâyı yalnızca bir teknoloji olarak değil, bir yenilik ekosistemini inşa eden, toplumsal dönüşümü besleyen bir araç olarak ele alması gerekiyor.
Yapay zekâ, sadece ekonomik bir kalkınma aracı olmanın ötesine geçerek; eğitimden sağlığa, sürdürülebilir kalkınmadan sosyal refahın arttırılmasına kadar geniş bir yelpazede çözüm potansiyeline sahip. Türkiye’nin bu dönüşümün aktif bir parçası olması, teknolojiyi yalnızca kendi içinden bir çözüm aracı olarak değil; toplumla birlikte geliştirerek, toplum için üretme vizyonuyla ele almasını gerektiriyor.
Küresel iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri de yapay zekânın çözüm sunabileceği kritik alanlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Enerji verimliliğini arttırmak, yenilenebilir enerji projelerinde fırsatlar sunmak ve iklim değişikliğiyle mücadelede aktif bir araç haline gelmek, yapay zekânın gücünü kullanabileceğimiz önemli alanlar. Dijitalleşmenin ve yeşil dönüşümün bir araya geldiği bu perspektifte, Türkiye’nin yeşil dönüşüm hedeflerini destekleyen yapay zekâ projelerini hayata geçirmesi büyük önem taşıyor.
Teknoloji geliştirmek, üniversite-sanayi işbirliğini güçlendirmek ve toplumu bilim üretim sürecine dahil ederek ortaklaşa çözüm üretmek, dönüşümün belirleyici noktalarını oluşturuyor. Bu bağlamda, üniversitemizde gerçekleştirilen ve ülkemizin geleceği için kritik bir rol oynayan Türkçe Dil Doğal İşleme alanındaki çalışmalara, yapay zekânın dönüşüm süreciyle birlikte büyük önem veriyoruz.
Eğitim, Teknoloji ve Gelecek: Akran Öğrenmesi
Dijital dönüşümün etkisiyle eğitim sistemimizi yeni ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmak gerekiyor. Yapay zekânın kişiselleştirilmiş eğitim modellerinden öğrenme yöntemlerine kadar sunduğu olanaklar, genç nesillerin teknolojik becerilerle donatılmasını sağlıyor. Bu da toplumsal sürdürülebilirliği ve bireysel refahı güvence altına almak için kritik bir adım.
İşte bu vizyonla İTÜ olarak eğitim, araştırma ve sanayi iş birliklerini daha da güçlendiriyoruz. Amacımız, yapay zekânın sunduğu fırsatları akademik çalışmalar, sanayi stratejileri ve kamu destekleriyle birleştirerek gençlere yarının becerilerini kazandırmak ve onları geleceğe hazırlamak.
Ayrıca öğrencilerimizin akran öğrenmesi sayesinde, farklı disiplinlerden ve kültürlerden bir araya gelerek kulüp ve proje takımlarında gerçekleştirdikleri çalışmalar, İTÜ’nün yenilikçi ve başarılı bir üniversite olmasında kritik bir rol oynamaktadır. Bu sebeple vizyonumuzun önemli bir parçası da öğrencilerimizi henüz lisans döneminde araştırma süreçlerine dahil etmektir. Öğrencilerimizi proje takımlarına katılmaya teşvik ediyoruz. Onların yenilikçi fikirlerinden ve heyecanlarından ilham alıyor, aynı zamanda geleceğin liderleri olmaları adına destek oluyoruz. Öğrencilerimiz, bu süreçte sadece becerilerini geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda farklı bakış açılarıyla araştırmalara değer katıyor, işbirliği yaparak problem çözme becerilerini de güçlendiriyorlar.
40 Yıllık Bir Miras: İTÜ Vakfı’nın Hikâyesi
İTÜ'nün köklü aidiyet kültürü, mezunlarımız ve her yıl büyük bir heyecanla üniversitemize katılan öğrencilerimizle birlikte geçmişten gelen birikim ve başarıların birleştirici etkisiyle güçlenmeye devam ediyor.
İTÜ Vakfı’nın 40 yıllık köklü geçmişi, yalnızca bir başarı hikâyesi değil; aynı zamanda Türkiye’nin geleceğine yapılan yatırımın, önemli bir kültürün sembolüdür. 1984 yılında dönemin Rektörü Prof. Dr. Kemal Kafalı’nın liderliğinde kurulan İTÜ Vakfı, eğitimden sosyal projelere, kültürel çalışmalardan altyapı projelerine kadar geniş bir yelpazede katkı sağladı. Bugüne kadar 60 milyon doları aşan bir kaynak yaratarak, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin sosyal, kültürel ve fiziksel altyapısına önemli desteklerde bulundu.
Bu başarı yalnızca maddi birikimle sınırlı kalmadı; aynı zamanda Türkiye’nin toplumsal dönüşümünde örnek bir model oluşturdu. İTÜ Vakfı Dergisi’nin bu özel sayısının, İTÜ Vakfı ve 40 yıllık hikâyesinin ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin akademik mirasını ve yenilikçi vizyonunu birleştirme hedefini ele alması bakımından çok kıymetli buluyorum.
251 yıllık köklü geçmişiyle ülkemizin bilim ve teknoloji alanlarındaki ilerlemesine önemli katkılarda bulunmuş öncü bir kurum olan üniversitemizde; birlikte öğrenmek, birlikte geliştirmek ve birlikte başarmak anlayışıyla; bilgide, inovasyonda ve topluma hizmette sürdürülebilir bir geleceğe doğru yeni adımlar atacağımıza inanıyorum.
Prof. Dr. Hasan Mandal
İTÜ Rektörü